19 Şubat 2012 Pazar

Savaş Atı

        Yıllar önce bir hayal düştü aklıma. Atlar. Köyümüzdeki dörtnala koşturan atları görür, muhteşem saçlarına hayranlık duyardım. Ama seneler akıp geçti ben şehirde duvarlar arasındaki hayatımda atları çoktan unutmuşum bile. Yakın zamanda bir film çıktı. Savaş Atı. Fragmanını görür görmez direk gidelim dedim. Diğer gün okuldan kaçıp halamla Optimum Outlet'e gittik. Filmin girişinde o muhteşem çayırlıkları gördüm. Şunu anladım: Bu şehir beni sıkıyor ve benim asıl yerim doğal hayat. Okumak güzel ama hayatım testler ve sınavlardan ibaret. Eğer böyle gidersem 30 yaşına kadar okuyacağım. . Her neyse Steven herzamanki gibi güzel film çıkarmış. Bu sefer anlatmayacağım. Çünkü o filmde herkes kendinden birşey bulucak. İçindeki birşeyi keşfedicek.
         En son sahnedeki o günbatımı öyle güzelki Steven'e birdaha hayran oldum. Arkadaşlar vaktiniz varsa vizyondan kalkmadan izleyin yada internetten izleyin farketmez. Bu aradan Jeremy acaip yakşklı. ;)

5 Şubat 2012 Pazar

Tekir Macerası

           15 tatil geldi geçiyor... Hatta yarın okul başlıyor! Bizde arabaya atlıyıp Tekir'e gitmeye karar verdik. Adana günlük güneşlik olunca bir mont, bir kazak botlarıda çektim turist çantasına 3 yedek çorap attım. Ahh sonumu nerden bileyim. Adanadan yola çıkınca 1 saatte Tekirdesin. O yolun kenarındaki tarlalarda neler var neler. Artık dallarn taşıyamadığı mandalinler,portakallar artık yerlere düşmeye başlamış. Mis gibi Portakal kokuları etrafta. Biberiyeler yol kenarlarını doldurmuş. Biraz topladık. Az öncede saksıya ektim. Sonra gişeden Tekir'e girdim. Artık bembeyaz kar beni bekliyordu. İlk bir yer aradık. Herkesin olmadığı bir yer istiyorduk. Sonra herkese uyup arabaların oraya parkettik. Arabada 5 kız olunca gelen geçen arabalar bize bakıp duruyordu. Sonra kardeşim Fatma ve halam dayanamayıp teşin üzerine oturum kendilerini aşağı attılar. Bende teşimle birlikte kaymaya koşuyordum. Ayağım çarpınca yuvarlanmaya başladım. Yoldan bir araba iyiki geçmiyordu çünkü bariyerlerden yuvarlanıp yola uçtum. Tabi gülmekten kırıldık. 2 saat koskoca tekiri gezip durduk. Hele o manzaraları resimde değil kendiniz görseniz hayran kalırdınz. Her izleyişimde şu güzelliği yaratan Allah'a daha hayran oldum. Bu güzellikleri göremeyen kör kalplilere acıdım. Daha sonra hepimiz acıktık ve oranın meşhur sucuk ekmeklerinden denemeye karar verdik. Birsürü lokanta vardı. Biz temiz olduğunu düşündüğümüz o kocaman restorana girelim dedik girmez olaydık! Biz soğuktan tir tir titriyoruz soba yada klimanın yanmasını bekliyoruz. İçerisi daha bir soğuk. 2 tane garson var. Çağırmasan gelmiyecek kadar uyuşuklar. Siparişi verdik tam 25 dk. bu salakları bekledik. Halam artık dayanamayıp bağırmaya başladı. Tam kalkıp gidicez bu uyuşuk garsonlar getirdi. Onları aldık 5dk. durmadk çıktık. Halam ödemeyi yaparrken bunları iyi bi terslemiş. Evet Tekirin bu son aksiliği olmasa herşey mükemmeldi.                                               



Buradaki ayak izleri benim!